Netflix^'in ilk Alman dizisi olma özelliğini taşıyan The Dark'ın 1.sezonunu gerimizde bırakalı çok oldu.Oldukça beğeni kazanan dizi 2. sezon onayı aldığı haberi geldiğinde dizinin fanatiklerinin ilk beklentisi yanıtsız kalmış sorular artık açığa çıkacak mı?Öncelikle şunu belirteyim 2.sezon çekimleri haziran 25 'de start verdi ve önümüzdeki Kasım-Aralık içerisinde yayınlanacak.Ben aklımıza takılan birçok sorudan 5 tanesini alıp bu soruları tekrar hatırlatmak istedim.Ama önce 2.sezonun ilk bölüm sahnesiyle ilgili belgeli bir spoiler vermek istiyorum.Hatırlarsanız final sahnesinde başrol oyuncumuz mağaradaki solucan deliğinde geçip bir zaman yolculuğu yapmış ve kendini bir anda gelecekte 2020 yılında bulmuştu.Etrafına baktığında ise her tarafın yakık yıkık adeta bir nükleer savaşa maruz kaldığını görmüştü.2.sezonun ilk sahnesinde ise 1921 yılına gidiyoruz.Adam(kim olduğunu henüz bilmiyoruz) gözlerini bir otel odasında açar.Bunula birlikte seyirciye yeni sorular yöneltilir.Her şey nerede başladı.Yeni zaman atlamalarına şahit mi olacağız.Aşağıda bununla ilgili bir görseli bulabilirsiniz.
YANITLANMASINI BEKLEDİĞİMİZ  5 SORU
Noah kim?
Her üç zaman diliminde de kendisini görüyoruz.1953,1986,2019.Hepsinde aynı yaşta.Sırtında taşıdığı çantada bir zaman makinesi mevcut.Bir bölümde isminin gerçekte Noah olmadığını öğreniyoruz ve sırtındaki dövme ne anlama geliyor.
Üç kaybolan çocuğun cenazesi zamanda nasıl yolculuk yaptı?Onları bulundukları yerlere kim koydu?
Bir başka cevaplanmasını beklediğimiz soru daha.Noah zamanda yolculuk yaparak bu üç çocuğun cenazelerini koymuş olabilir.O zamanda nasıl bir zaman yolculuğu şekli kullandılar.Çocukların gözleri neden yanmıştı.Alman kuruşu((pfenning)ne anlama geliyor.
Ulrich kendi zamanına dönmeyi başaracak mı?
1953 yılına yolculuk yaptıktan sonra orada talihsiz bir şekilde çocuk katili olarak tutuklanmıştı.Yine orada kendi ölümünü görmüştü..Zaman kapısını patlatmayı başardımı?Buda cevap bekleyen önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor.
Charlotte'ye arkasında Charlotte'ye yazısı olan saati kim hediye etti?
2019 yılında kızına ait kol saati eline geçtiğinde saatin arkasında Charlootte'ye yazılı olduğunu görür.Ne amaçla ve kim tarafından hediye edildi.Acaba gerçekten Anne ve Babasından mı yoksa dizide gördüğümüz saat tamircisinden mi?Saat tamircisi büyük babası olabilirmi?
Gelecekte Winden kasabasının başına ne geldi?
Final sahnesinde Jonas'ı gelecekte belirdiğini görüyoruz.Eli silahlı insanların olduğuna şahit oluyor.Bir yandan ise yağmur yağmakta.Yıkılmış bir nükleer reaktör ise cabası.Havada drone'lar uçuyor.Etraftaki insanlar 30 yaşın üstünde değil ve Jonas'geleceğe hoşgeldin diye karşılıyorlar.Winden kasabası nükleer bir sızıntımı yaşadı?Aşina olduğumuz karakterler nerede?Başka bir zaman boyutundalar mı?
Tüm bunları yıl sonunda yayına girecek yeni bölümlerde izleyeceğiz(umarım).Böyle güzel kafa yakan yapımların fanatiği olarak dizinin uzun soluklu olması dileğiyle
Keyifli Seyirler...
Anahtar Kelimeler:2.sezonda bizleri neler bekliyor,yanıtlarını beklediğimiz sorular,Dark 2,Noah,Jonas,Ulrich,Charlotte,zaman yolculuğu




Kafamızı dizilerden biraz kaldırıp sinema filmlerine bakmanın tam zamanı,çünkü 4 ocakta sinemalarda gösterime girecek bir Yılmaz Erdoğan filmi tanıtım videosu dönüyor şimdilerde.
Organize İşler 2 Sazan Sarmalı.İlk filmin başarısından yaklaşık 13 sene sonra bir organize işlere daha şahit olucaz.Yani Yılmaz Erdoğan bir devam filmiyle daha karşımızda olucak.

ORGANİZE İŞLER 2 KONUSU
Konusu malum aslında Asım Noyan ve çetesi yeni bir dolandırıcılık şekliyle canlar yakmaya çalışacak.Çalışacak diyorum çünkü ilk filminde hatırlanacağı üzere sonunda işler pek de yolunda gitmemişti.Bu seferki sazan sarmalı isminde bir üçkağıt çevresinde dönüyor.Macerası ve aksiyonu bol olacağı tanıtım videosunda anlaşılabiliyor.



OYUNCU KADROSU
İlk filmin oyuncuları dışında oyuncu ekibine Kıvanç Tatlıtuğ,Bensu Soral,Güven Kıraç,Ahmet Mümtaz Taylan,Ata Demirer,Mahir İpek,Demet Evgar katılmış.Açıkçası Kıvanç Ttatlıtuğ'un tanıtımdaki görüntüleri epey farklı ve komik olacağa benziyor.İlk filmdeki Asım Noyan'ın kızı büyümüş (Bensu Soral) ve muhtemeldirki ekibe katılmış.
Renkli,eğlenceli,komik,aksiyonu bol bir film bizleri bekliyor
Herkese keyifli seyirler...



Yeni süper kahraman dizimizin fragmanı yayınlanalı bir hafta oldu.Hepimiz izledik ve azda olsa bir fikir sahibi olduk.Öncelikle benim fikrim gayet ihtişamlı,aksiyon dolu bir fragman olmuş.12 ekimde ise yayına girecek.Peki herkesin kafasında şu soru var dizi tutacakmı yoksa daha ilk sezondan ikinci sezon onayını alamayacakmı.Buna zamanla hep beraber  şahit olacağız.Dileğimiz uzun soluklu olmasından yana.Peki dizide ne izleyeceğiz.
PROTECTOR HAKAN:MUHAFIZ KONUSU
İstanbul’da sıradan hayatı olan bir genç günün birinde İstanbul’u  korumak zorunda olduğunu öğrenir.Zaman içerisinde kendisine verilmiş görevlerle İstanbul’u korurken kendi hayatı da alt üst olucaktır.Senaryoda şimdilik bunlara hakimiz.Karakalem ve Bir gencin tuhaf hikayesi adlı kitaplardan yola çıkılarak Atilla Ünsal ve Aşkım Özbek’in hikayesine dayandırılan dizinin yönetmen koltuğunda Can Evrenol oturuyor.Senaryosu ise İpek Gökdel’E ait.

OYUNCULAR
Süper kahramanımız oyuncu model Çağatay Ulusoy ona Pargalımız Okan Yalabık,Hazar Ergüçlü,Ayça Ayşin Turan ve Mehmet Kurtulmuş eşlik ediyor.Oyuncu performanslarından dolayı sıkıntı olacağını düşünmüyorum (Çağatay Ulusoy hariç).Diğer karakterlerde benimsenir,hikaye , İstanbul görüntüleri ve bilim kurgu efektleriyle başarılı olabilir.
SONUÇ
Yurt içinde drama,aşk entrikaları,ağa dizileri konseptli başarılı dizilerimiz oldu.Hatta bunları çeşitli körfez ülkelerinede pazarladık.Oyuncularımz o ülkelerde popülerde oldular.Fakat bu kez durum farklı.Netflix platformuna dizi çekmek hemde alışık olmadığımız bilim kurgu türünde bir diziden bahsediyoruz.Bu kez çıta yüksek.Bu dizi bir zamanlar Türkiye'de Türk sinemasının yeniden şahlanma sebebi Eşkiya efektini yurt dışında da yapacak mı?SORU BU…



Denver ve Rio hayranları yarın Netflix’in başında yerlerini alsın.Netflix’in ikinci İspanyolca yapımı olan ELİTE ilk bölümüyle ekranlarda olucak.La Casa De Papel’in başarısından sonra aynı başarıyı gösterebilecek mi? merak konusu.Bir gençlik dizisi olan Elite’in başrollerinde Jaime Lorente (Nano),Maria Pedreza (Marina) ve Miguel Herran (Cristian),yönetmen koltuğunda ise Ramon Salazar Dani de la Orden ikilisini görüyoruz.Senaryo ise Carlos Montero,Dario Madrona’ya ait.
ELİTE’İN KONUSU
Varlıklı ailelerin çocuklarının devam ettikleri okul olan Las Ecinas’a  üç yeni öğrenci gelir.Bu üç genç  proleterya sınıfını temsil ederler.Bizim deyimimizle varoşdurlar.(umarım Rio ve Denver bu sınıftandırlar).Gelme sebebleri ise okullarının bir deprem sonrası yıkılmış olmasıdır.Ne kadar şanslı olduklarını düşündükleri bir zamanda öğrencilerden biri ölü bulunur.Kendilerini hiç de istemedikleri olayların içinde bulurlar.
Son olarak La Casa De Papel’de izlediğimiz büyükelçinin kızı Alison Parker karakterini oynayan oyuncuda dizide mevcut.Keyifli Seyirler…
Anahtar Kelimeler:Denver ve Rio hayranları,Elite'in konusu,Las Ecinas,Elite

Öncelikle şunu belirteyim bu İMDB sıralamasına göre yapılmış bir liste değildir.İlginizi çekebilecek 2018’de henüz ilk sezonu geride kalmış dizleri sizin için listeledim.Aralarından izlemediğiniz hoşuna giden dizileri izlemeniz dileğiyle.

MANİAC
Başrollerinde Jonah Hill ve Emma Stone’un oynadığı mini dizi Maniac.Yönetmen koltuğunda The Alienist’in senaristi Cary Fukunaga oturuyor.İleride ismi gibi manyak bir dizi olurmu bilmem ama konusu itibariyla kesinlikle sıradan bir dizi olmayacaktır.Bir ilaç firmasının denekleri olan Annie ve Owen’ın sorunlu hayatlarından sıyrılıp 3 günlük birilaç testine beraber başlamaları.Sonrasında ise işlerin hiç de yolunda gitmediği bir komedi dram izleyeceksiniz.Fantastik öğeleride unutmamak lazım.

THE THEROR
Buyrun size bir biografi temalı dönem dizisi.Adına aldanıp bir Homeland izleyeceğim motivasyonu olmasın.Terör’den kasıt bir isyan.Bir korku drama,bir Ridley Scott yapımı.Başrollerde Jared Haris,Tobias Menzies var.Yıl 1847 kraliyet donanması kayıp gemilerini bulmak amaçlı tehlikeli ve zorlu bir yolculuğa çıkarlar.Yolculukta mürettabatı umutsuzluk,hayatta kalma mücadelesi ve zamanla akıllarını kaybetme noktasında bir isyan bekler.İlginizi çekebilir.

THE RAİN
Şimdide bir Danimarka yapımına göz atalım.BaşrollerindeEsben Toft Jacobsen, Jannik Tai Mosholt var.İzlemeyealışık olmadığımız bir ülkenin yapımı  The Rain.Sırf bu merak bile izlettirir.Dram Bilimkurgu türünde bir dizi.İskandinav nüfusu yağmurla beraber gelen tehlikeli ve ölüme sebebiyet veren virüs sebebiyle hayatlarını kaybetmiştir.Nüfus çok azalmıştır.Bu faciadan kurtulan 2 kardeş  kendilerine yeni bir hayat kurma amacıyla yollara düşer.Bu yolda kendileri gibi gençlerle karşılaşır ve yeni bir hayat kurma çabasına girerler.Klişe bir konusu olsada daha önce yazdığım gibi şu Danimarkalılar bu işte ne kadar başarılı görmek lazım.

LOST İN SPACE
Evet bilim kurguyla devam edelim .Henüz ilk sezonu geride kalan bir uzay macerası dizimizin başrollerinde Toby Stephens ve Molly Parker’ı görüyoruz.Her şey günümüzden 30 yıl sonrasında geçiyor.Uzayda sömürü düzeninin olduğu bir ortamda Robinson familyasının daha yaşanası bir dünya bulmak için çıktıkları ve bir kaza sonucu indikleri hiç bilmedikleri bir gezegende başlarından geçenleri konu alıyor.Yeni dünyalar nasıl resmedilmiş görmekte fayda var.

YELLOWSTONE
Şimdi bambaşka bir türe atlayıp Kevin Costner hatırına ya da severlere itafen dram western türü dizimize bakalım.Montanalı Duttonların çiftliklerinin maruz kaldığı saldırılar üzerinden dönemin Amerikasında yaşanan güç mücadeleleri anlatılıyor.Toprak ağalarının aralarındaki şiddet içerikli mücadelelerini dizide görebilirsiniz.
Farklı türlerde 2018’de yayına girmiş 2.sezonu beklenen dizileri izinle paylaşmaya çalıştım.Umarım yazı yararlı olmuştur.Keyifli seyirler…
Anahta Kelimeler:2018’de yayına girmiş 2.sezonu beklenen diziler,Maniac,The Rain,Lost İn Space,Yellowstone,The Theror



Breaking Bad’de bu nasıl bir avukat diye hayretle izlediğimde bu karaktere mutlaka bir film veya bir dizi çekilmelidir diye düşünürken nette zaten çekilmiş olduğunu gördüğümde çok sevinmiştim.Hem oyunculuk performansı hem de karakterin kendisi çok dikkat çekiciydi.Suçluları savunmak yerine kanundaki boşluklardan yararlanarak suçluyu aklama yolunu seçen ve bundan çıkar sağlayan Saul Goodman ya da dizideki ismiyle Jimmy McGill.

ŞİMDİYE KADAR NE İZLEDİK
4.sezonu yayında olan dizinin şimdiye kadarki bölümlerinde eski bir suçlu olan daha sonra vasat altı bir üniversiteden hukuk diploması alıp başarısız bir avukatlık dönemi yaşayan James McGill’in başından geçenleri izledik.Kendisinin tam aksine çok başarılı bir avukat ve bir avukatlık şirketi olan fakat ruhsal rahatsızlıkları nedeniyle kendisini evine kapatan abisine bir anlamda bakıcılık yapmaktadır. .Jimmy McGill’in hayata ve işinde başarılı olabilme çabasını takdirle takip ettik.Breaking Bad dizisinden aşina olduğumuz karakterleride zamanla bir bir gördük.Tavukçu Gus Fring,suç makinesi Mike Ehmantraut,uyuşturucu satıcısı Nacho,metamfetaminden kafayı sıyırmış Tuco,mafya babası Hector Salamanca.

OYUNCULUK PERFORMANSLARI
 Dizimizde de bana kalırsa dikkat çeken performans Kim Wexler karakterini canlandıran Rea Seehorn’a ait.Kendinden emin,sakin,hırslı bir karakteri canlandırıyor.Fakat aslan payı elbette Jimmy’e(Bob Odenkirk)ait.Kendini abisine kanıtlamaya çalışan,uğraşan,didinen eğer olmassa gayrimeşru yollardan oldurmaya çalışan karakteri bizlere çok iyi yansıtmış.Yan rollerdeki arkadaşları zaten malum diziden biliyorsunuz.

YORUM VE DEĞERLENDİRME
Bu Amerikalılar komedi dram türünü iyi beceriyorlar.Örnekleri çok.Komedi ve dram çok iyi harmanlanmış.Örneğin Orange İs The New Black’deki gibi değil,Orada komedi unsurunu daha çok görüyoruz.Tabii dizinin izlenme sebeblerinden biride Breaking Bad dizisinin popülaritesi.Jimmy ve Kim’in susarak anlaştığı sahneler aralarındaki bağın ne kadar kuvvetli olduğuna dair iyi bir örnek.İyi bir ikili olmuşlar.5.sezonu yolda olan dizi ilgiyi hakkediyor.Önümüzdeki yazı hangi dizi üzerine olacak bilmiyorum ama yazıyı bir dizi tavsiyesiyle bitirelim.BABYLON BERLİN.Keyifli seyirler…
Anahtar Kelimeler:Jimmy McGill,şimdiye kadar ne izledik,komedi dram,5.sezon,


Bugünkü yazımızı Netflix’in yeni dizisi Maniac’a ayıracaktık sözde ama sezonu bitirmeden yazmak olmaz diye düşündüm.Gelin bugün farklı bir türe göz atalım.İngiliz dizi severler için kara mizah türünde olan,her bölümü 20 dakika süren film tadında ilk sezonunu bir çırpıda bitirebileceğiniz bir dizi.The end of the f…ing World.Charles Forsman’ın çizgi roman uyarlaması dizimizin başrollerinde Alex Lawhter ve Jessica Barden var.


YENİ BİR KRİMİNAL ÇİFTMİ DOĞUYOR?
Önce James’den başlayalım.Tam bir sosyopat,henüz reşit değil,Annesinin intiharına şahit olmuş.Hoby olarak kedi köpek öldürüyor ya da işkence ediyor.Seviye atlamak adına İnsan öldürmeye karar verir ve potansiyel kurbanınıda belirler.Potansiyel kurban Alyssa.Alyssa ise Annesinin ona karşı olan  ilgisizliği kendisinsde ruhsal sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuş.Evden kaçmayı düşünüyor,bol bol küfrediyor ve İnsanların sinirleriyle oynamaktan haz alıyor,ilgiye muhtaç.Bu iki ergen çiftimiz evden kaçıp yollara düşerler.Düşerler düşmesine ama James Alyssa’ı öldürmek ,Alyssa ise onu terkeden Babasını bulma niyetindedir.Böylece geri dönüşü olmayan bir maceranın içinde bulurlar kendilerini.

DEĞERLENDİRME VE YORUM
Her iki başrol oyuncusunun performansları gerçekten etkileyici.Özellikle İngiliz aksanı seven izleyecilerin Alyssa’nın performansını çok beğeneceklerdir.20 dakika göz açıp kapanıncaya kadar geçiyor.Dizide ebeveynlerin çocuklarına olan ilgisizliği çocukları ruhsal açıdan nerelere götürebileceğinin üzerinde durulmuş.Diziyi izlerken ruh hastası diyebileceğimiz bu iki ergene bir yandan üzülecek bir yandan ise güleceksiniz.Kara mizahın dibine vurulmuş.

DİZİDEN NOTLAR
Alyssa’yı karakterini oynayan oyuncu 26 yaşında.James’i ise Black Miror’dan hatırlıyoruz.Hani  şu banka soygunu yaparken eli ayağı birbirine dolanan sahne.Yanında da Game Of Thronse’dan hatırladığımız Kraliçenin sevgili erkek kardeşinin muhafızı rolündeki(Jerome Flynn)oyuncu vardı.Dizinin 2.sezonu ne zaman başlayacağı henüz belli değil.Ancak ilk sezonu geçer not aldı.Birçok dizide gördüğümüz lezbiyen çift burda da mevcut.Rahatsız edici sahneler yok denecek kadar az.Film tadında dizimizi izlemeniz dileğiyle.Keyifli seyirler…



Unsere Mütter unsere Vater (Bizim Annelerimiz Bizim Babalarımız)
Hemen hemen hepimiz genelde popüler dizileri takip eder izleriz,istisnalar var tabii.Bende genelde bu doğrultuda hareket ederim.Fakat 2013 yapımı bu 3 bölümlük mini diziyi izlediğimde bir tavsiye yazısını hak ettiğni düşünüyorum.Her biri 90 dakikalık bu mini dizinin yönetmeni Phillip Kadelbach başrollerinde ise Tom Schilling, Volker Bruch, Katharina Schüttler’i görüyoruz.Friedhelm Winter karakterini oynayan Tom schilling arkadaşımızı ben  Baader meinhof komplex filminde eczane önünde Holger Meins’ı vurup inşaata kaçan ve burada polisle çatışıp ölen sahnesinden hatırladım.Evet bu girişden sonra gelelim mini dizinin konusuna.

KONUSU
Beş arkadaş,beş dost.Hayalleri,umutları,gelecek planları.Her şey böyle başlar.Başlar çünkü Almanlara göre artık 2.Dünya savaşı kısa bir süre sonra zaferleriyle noktalanacaktır.Böyle bir ortamda abi kadeş(abi teğmen)kendilerini doğu cephesinde Ruslara karşı savaşırken bulurlar.Fakat hiçbir şey hayal ettikleri gibi değildir.Savaş olanca hızıyla devam etmekte.Savaşın o acımasız yüzü kendini göstermektedir.Berlin’de kalan diğer arkadaşları savaşın hayatlarına getirdikleriyle baş etmekte çok ama çok zorlanırlar.Onları büyük yıkımlar,trajediler,ölüm kalım savaşları beklemektedir. Ayrıntılara girmemeye özen gösteriyorum spoiler vermemek adına.

YORUM
2.Dünya savaşı konulu çok film ve dizi izlediğinizi tahmin ediyorum fakat ağır dram severlere mutlaka tavsiyemdir.Almanlar yine Yahudi soykırımı ile ilgili özeleştirilerini yapmışlar.Dizinin kurgusu size o dönemin koşullarını çok net özetliyor.Bir Amerikan yapımı savaş filmi izlemeyeceksiniz çünkü Almanlar takip ettiğim kadarıyla bizim gibi dram türünde başarılılar.Savaşın getirdikleriyle ilgili replikler insanın içini acıtıyor.Beni en çok etkileyen ise “Savaş yaşlandıkça askerler gençleşiyor” repliğiydi.Kısacası keyifle izleyebileceğiniz hatta keşke bitmeseydi diyebileceğiniz bir yapım.
Bir sonraki yazım 2014 Norveç yapımından uyarlanan Netflix dizisi Maniac üzerine olacak.Herkese keyifli seyirler…





Mindhunter
İşinden memnun olmayan rehine arabulucusu Holden Ford(Jonathan Groff) ve tecrübeli ajan Bill Tench(Holt Mac Callany) 70’lerin ikinci yarısında katil profillendirme üzerine yeni bir çalışma başlatırlar.Bu nedenle ülkede nam salmış birbirinden tehlikeli seri katiller ile yüzyüze görüşmeler yaparak iki sorunun cevabına bulmaya çalışırlar.
İnsanı cinayete hangi sebepler iter ve seri katillerin cinayet işleme motivasyonu nedir.Katil profillendirme denilen bu teknik ileride FBI için cinayet soruşturmalarında çok yardımcı olacaktır.
İki ajanımıza Fringe’den hatırladığımız Olivia(Anna Torv) bu sefer ajan değil üniversitede psikoloji üzerine dersler veren doktor olarak görüyoruz.Şüphesiz dizinin en gerilimli ve merakla izlenen sahneleri cezaevindeki seri katiller ile yapılan yüzyüze görüşmeler.
Kimler yokki.2.06 boyu,136 IQ’suyla nekrofil seri katil Kemper,katliam mahkumu Richard Speck,seri katil Jery Brudos,tecavüzcü seri katil Monte Ralph Rissel.Dizinin en önemli sahneleri bu canilerle kahramanlarımızın yüzyüze görüşme sahneleri.Katillerin kan donduran anlatımları gerilimde zirve yapıyor.

En çok dikkat çeken oyunculuk performansı kesinlikle Kemper rolünü oynayan Cameron Britter’’a ait.Cüssesiyle,manüpilasyondaki ustalığıyla,hal ve hareketleri,konuşma tarzı etkileyici.
2. sezonu onay alan dizinin yeni yayın dönemi eylül-ekim ayları olarak belirlendi.Önümüzdeki sezon geçtimiz sene hayatını kaybeden meşhur seri katil Charles Manson’ı göreceğiz.
Herkese iyi seyirler




The Gifted
Fantastik macera türündeki dizi özellikle Marvel hayranı izleyecilerin dikkatini çekmeyi başardı.Henüz ilk sezonu geride kalan dizinin başrollerinde Stephen Moyer,Amy Acker ve Sean Teale’i görüyoruz.Yönetmen koltuğunda ise Len Wiseman ve Bryan Singer oturuyor.On üç bölümlük ilk sezonu geride kalan dizinin 2.sezon yayın tarihi 25 eylül 2018 olarak belirlendi.
The Gifted konusu
X-Men kayıptır,insanlar mutantlarla beraber yaşamak zorunda olduğu bu ortamda çeşitli skill sahibi mutantlar Amerikan hükümeti tarafından baskı altındadır.Bu biraz  Afro-Amerikalıların bir zamanlar uğradığı ırkçı faşizan yaklaşıma benzetilmiş.Ancak kimi mutantlarda rahat durmuyor,kimisi yeteneklerini kullanıp suç işliyor kimisi ise kendilerini korumak adına yer altına inmiş.İşte böyle bir ortamda Strucker ailesi çocuklarının mutant olduğunu öğrenir.Çocuklarını bu baskıcı hükümetten korumak adına yer altına inmiş bir grup mutantın yanına sığınırlar.Ne varki aile reiside bir hükümet görevlisidir.
The Gifted yorum
Bir yandan dozunda bir aile dramı bir yandan kaçış macera öte yandan mutantların çatlamaları patlamaları keyifli aslında,eğlenceli.Çok öne çıkan bir oyunculuk performansı yok.Ancak dikkatler hep (bende oldu) hangi mutant daha güçlüdür sorusuyla ilgili.Ben karar veremedim,umarım siz verirsiniz.Fakat bende dikkat çeken mutant skilli aşağıdaki görselde.

Sürpriz bir sonla biten dizinin 2.sezonu yukarıda belirttiğim gibi 25 eylülde start veriyor.Bakalım yeni sezonda bizleri nasıl maceralar bekliyor.Bir sonraki yazım Mindhunter üzerine olucak.
Keyifli seyirler…




Henüz ilk 10 bölümlük 1. sezonu geride kalan yine bir roman uyarlaması olan The Alienist dizisi 19 nisanda 2. sezonuyla Netflix’de izleyicisyle buluşucak.
Yazımıza bu iyi haberle başlamak istedim çünkü gerek konusu  gerek oyunculuk performanslarıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Başrollerinde Daniel Brühle,Luke Eans ve Dakota Fanning’in oynadığı dizi polisiye gerilim severler için biçilmiş kaftan.Olaylar 1896’nın New York’unda geçer.Alienist diye tabir edilen (Türkçesi ruh avcısı) bir psikiyatr,genç ve güzel stajyer polis ve bir gazeteci bir seri katilin peşindedir.Buradan bakıldığında çok sıradan bir konu olduğu düşünülebilir fakat spoiler vermemek adına konuyu bu şekilde özetlemek isterim.
Ancak her şeyi bir kenara bırakarak dizi sırf 1896 New York şehrinin dokusunu görmek adına izlenebilir.Şehrin sosyolojik,idari ve ekonomik durumu içler acısı.Polis teşkilatı kokuşmuş olarak görüyoruz.En önemlisi ise katilimiz genel evlerinde çalıştırılan,çalışmak zorunda olan kadın giysileri ve makyajlarıyla küçük erkek çocukların peşinde.Vahşice işlenen cinayetler cabası.Bu tarzda sahneler çokca karşımıza çıkıyor.
Kriminal ve gerilim temaları dozunda ayarlanmış.Benim en çok dikkatimi çeken oyuncu ise Cpt Connor(David Wilmott) karakteri.Yan rollerde fakat değerli bir oyunculuk göstermiş.Bunun dışında başrol oyuncusu psikiyatr(Daniel Brühl) gayet başarılıydı.
Bakalım The Alienist’te 2.sezonda bizleri neler bekliyor olacak.Ben bir Peaky Blinders performansı bekliyorum açıkçası bu diziden,yani sezon süresi olarak.
Tavsiye niteliğindeki bu yazımın sonunda bir sonraki dizi değerlendirmem The Gifted için olacak.Yeni başlayan bir dizi daha.Özellikle fantasik türü sevenler için.
İyi seyirler




Castle Rock Hakkında
Bir Stephen King J.J.Abrahams buluşması daha Netflix dizisi olarak karşımıza çıktı.Özellikle gerilim türü severler için kaçırılmaması gereken bir dizi olmuş.
Henüz 10 bölümlük ilk sezonu yayınlanan dizi final sahnesiyle izleyenlerini 2.sezona hazır hale getirdi.Dizi gerilim,gizem ve dram öğelerini tam anlamıyla içinde barındırıyor.Her bölümün final sahnesi sizi gerilimin gizemin doruklarına çıkarıcaktır.
Castle Rock Konusu
Fantasik bir kasaba,ağzını bıçak açmayan gizemli bir yabancı,yıllar önce ormanda kaybolup 11 gün sonra ortaya çıkan babasının ölümünden sorumlu siyahi bir çocuk,Alzheimer hastası bir anne ve kasabanın şerifi diye özetleyip dizinin gizemini arttırmada izleyecek olanlar için yararlı olabilir.
Castle Rock karakter değerlendirme
Karakterlerin hepsi rollerinin hakkını vermişler.Hiç bir şekilde abartılı ön plana çıkan bir performans yok.Yalın, sade,başarılı bir oyunculuk görüyoruz.Benim en çok dikkatimi çeken iki karakter ise Alzheimer hastası anne(Sissy  Spacek) ve Shameless dizisindeki Mickey karakterini canlandıran( Noel Fisher).
Castle Rock Tavsiye
Özellikle gerilim ve gizem severler için  kaçırılmaması gereken bir dizi olduğunu düşünüyorum.Dizinin en büyük özelliği her bölüm sonunda sizde büyük bir merak duygusu uyandıracaktır.Neden ve nasıl sorularını kendinize sıkça soracaksınız.Dram sevmeyenler kesinlikle izlemesin çünkü çok sıkıcı değerlendirmesi yapabilirler.Dram severler ise gerilim ve gizemden dizinin dram öğelerini taşımadığını iddia edebilirler.
Evet izlemeye karar verenlere iyi seyirler.Yok bu dizi bana göre değil diyenler için ise The Alienist değerlendirmemde görüşmek üzere…
Anahtar kelime:Castel rock, gerilim, gizem, Stephen King 




Akıllı telefonlar ve tabletler hayatımızda önemli bir yer teşkil etmesiyle yeni bir hastalık peydah oldu.
     Eskiden bağımlılık derken insanların aklına hemen uyuşturucu, alkol ya da kafein gelirdi.Teknolojinin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmasıyla birlikte bağımlılık türleri de değişiyor.Aklı ve gözü sürekli şarjında olan insanlar bir misafir ziyaretinde, evde, yolculuk da, kafede, restoranda prize yakın olan yerlerde oturmayı tercih ediyorlar.Taşınabilir şarj aletiyle dolaşmak ise cabasıdır
Plagomani Ve Yalnızlık
      Güne şarj durumunu kontrolle başlar.Günün nasıl devam edeceğine artık şarj durumu belirliyor. Güne mutlu ya da mutsuz başlamak tamamen şarja bağlı hale geliyor, buda insanı depresyona girme ihtimalini yükseltiyor.Bununla birlikte sürekli şarjı düşünen insanlar telefonu kullanmak için can atmak da buda insanı yalnızlığa sürüklemektedir.
     Şarj bağımlısı insanlar ayrıca kendilerini normal hayatın akışına vermemektedir.Aklı sürekli şarj durumunda olduğundan iş, sosyal ya da okul hayatlarındaki konsantrasyonlarının düşmesi ve ardından hata ve başarısızlık gelir. Plagomani ayrıca uykunuzuda etkilemektedir.Gevşemeniz ve rahatlamanız için melatomin hormonu salgılayan beyin aklınız şarjda olduğu için bu hormonu salgılayamaz ve uykunuza engel olur.
Plagomani Ve Tehlikeleri
     Yapılan araştırmalarda şarj bağımlılığı nikotin ve kafein bağımlılıyla aynı özellikler barındırır. Adeta uyuşturucu krızine girer mahiyette davranışlar gösteriyor.
    Bu durumdan kurtulmak için öncelikle sağlam bir iradeyle sürekli şarj durumuna bakmaktan vazgeçmek gerekir.Taşınabilir şarj aletinden kurtulmak öncelikli yapacağınız hareket olmalı.
     Akıllı telefonlarla ya da tabletlerle irtibatımızı en aza indirmek gerekiyor. Bildirimleri, mobil veriyi kapatın. Kafede telefonunuzu masaya değil cebinizde, çantanızda muhafaza edin. Sosyal hayatınızda, işinizde, evinizde konsantrasyonunuz yaptığınız iş de olsun.
Kendinizi içinde bulunduğunuz ortama bırakın.

no image

BAĞKUR BORÇ SORGULAMA
Bağımsız çalışanlar için düzenlenmiş sağlık ve emeklilik sistemidir. Kişi özel sektörde yada devlet sektöründe çalışma imkanı bulamadığından emekli olabilmesi için düzenlenmiş bir sistemdir. Yeni adı 4/b olan bu sistemde emekli ve sağlık hizmetlerinden faydalanmak isteyen kişi  15 hatta 25 yıllık toplam borç ödemesini yaparak emekli olabilme ve sağlık hizmetlerinden faydalanma şansı verilmiştir. Çoğunlukla esnaf kesimin tercih ettiği bir sosyal haktır.
Türkiye de sağlık denilince ilk olarak akla gelen şey ilaç alımı, ilaçların pahalılığıdır. Bağ-kur sistemine prim ödeyen bir hasta ilaçların sadece %20 sini ödediği düşünüldüğünde  sağlık sigortasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
2010 yılından önce bağ-kur  prim borcu sorgulanması bağ-kur.gov.tr  adresinden öğrenilebiliyordu. Şimdilerde ise 2 yıllık bir  geçmişi olan e-devlet kapısı olarak bilinen uygulamayla yapılıyor. E-devlet şifresiyle yapılan bu işlem PTT veznelerinden 4 TL karşılığında alınan şifreyle gerçekleşiyor. Kapalı bir zarf içerisinde alınan bu şifreyle internet üzerinden e-devlet sayfasına girilir.  Şifre ile giriş bölümüne tıklandıktan sonra önce T.C kimlik numaranız ardından ise e-devlet şifrenizi yazıyorsunuz. Açılan sayfada 4/b borç durumu linkinden ise durumunuzu kontrol edebilirisiniz. Ayrıca Google arama motoruna bağ-kur borç sorgulama yazarak, çıkacak ilk sayfaya tıklamanız yeterli olacaktır.
Bağ-kur prim borcu ziraat, vakıf, halk bankalarından birine ödeyebilirsiniz. T.C kimlik numarası yada bağ-kur numaranız ile bu bankalardan birine başvurmanız  yeterli olacaktır. Hangi aya ait ödeme yapacaksanız o ay içerisinde herhangi bir tarihte yapabilirisiniz. Örneğin haziran ayının ödemesini yapmak istiyorsanız 1 haziran 30 haziran arasında bir günde yapabilirsiniz.. En önemli konulardan biri ise ödemelerinizde 2 aylık bir gecikme olursa sağlık hizmetlerinden borcunuzu ödeyene kadar faydalanamıyorsunuz.
Bağ-kur özellikle esnaflık yapan kişiler için çok iyi düşünülmüş bir hizmet. Gelecekte yaş ilerledikten, iş göremez bir duruma geldikten sonra ne yapacağına bilemeyecek olan insanlar bir emekli maaşı bağlanması onlar için çok yararlı olacaktır. Sağlık hizmetlerinden de belirli bir ücret karşılığında hizmet alması da çok çok önemli. Bağ-kur prim ödemelerini zamanında belirlenen yerlere ödenmesi durumunda yaşlılıkta çok daha rahat bir hayatınızın olacağı kesin. 

Anahtar Kelimeler: Bağ-kur, prim, ödeme, sorgulama